28 Aralık 2009 Pazartesi

Bazen...


Dogru kimin dogrusu?



Kendi dogrumun farkina bile varamiyorum bazen



Varsam da pesinden gidemiyorum



Gitsem de Inancimi kaybediyorum bazen



Bazen, korkularim dogrularimin onune geciyor



ve Ic’imi dinlemeyi unutuyorum ben



Dis’aranin sesi agir basiyor



Yonumu kaybediyorum ve



Kayboluyorum ben bu kalabalikta bazen…













26 Aralık 2009 Cumartesi

Yeni Bir Yil, Yeni Bir Ben, Yeni Bir Gun...


Bugun butun kosusturmalari bir kenara birakip hic sebepsiz durmak ve yalniz kendimle olmak istedim. O kadar uzun zaman olmus ki durmayali, bugun DURDUM. Dolu dolu bir gun boyunca durdum.

Gec kalktim yataktan, dusta 10 dk durup cikmak yerine uzun uzun kalip keyfine vardim. Rafta kullanilmadigi icin tozlanan banyo kopuklerini kullanirken, neden bunu bile yapmayali bukadar zaman olmus diye dusundum. Ellerimle pisirdigim kahvemi icerken bir de sigara yaktim. Senelik iznini almis da tek basina 5 yildizli bir otele tatile gelmis birinin keyfini hissediyordum adeta.

Kendinize Olan Ilginizi Kaybetmeyin..

Aslinda yeni yilin gelmesiyle yapilacak bir suru is vardi, hediye almak, yilbasi aksami icin yemek dusunmek, alisveris yapmak vs gibi. Hepsinin farkindaydim ama icimden hicbirini yapmak gelmiyordu. Aklima uzun zamandir almak istedigim fakat yogunluktan alamadigim o kitabi almak geldi. Dukkana gittgimde kitabin uretimden kalktigini ve stoklarinda da kalmadigini ogrendim. Gec kalmistim. Is guc, insanlar derken kendi hayatimi yasamaya gec kalmistim. Bu ufacik bir detaydi ama kim bilir bunun gibi neleri kacirmistim koca bir sene boyunca. Bu sene, dedim kendi kendime, yapmak istediklerimi ertelemiyicem, bu sene onceligim kendim olacak.

Icimden uzun zamandir gormedigim bir arkadasimi gormek geldi. Aradigimda cok heyecanlandi fakat programinin cok yogun oldugunu, o gun gorusmemizin mumkun olamayacagini soyledi. Once uzulur gibi oldum sonra ufacik bir dinlenmenin arkasindan yine program yapmaya basladigimi fark ettim. Oysaki bu bir firsatti, kimsesiz BENi yasama firsati.

Ufak Seylerden de Mutlu Olabiliriz..

Yoluma devam ettim ve kosedeki cafeye girip bir kadeh sarap ve yaninda da enfes bir cafe de paris steak soyledim. Icerisi cok kalabalik degildi, tam istedigim gibi diye dusundum. Yemekleri yerken baska hicbirsey yapmadim, gazete okumadim, televizyona bakmadim, calan muzigi bile dinlemedim, yalnizca yemek yedim. Yemegin lezzetini, sarabin kokusunu icime sindire sindire yedim o enfes yemegi. Cocukken yedigimiz yemeklerin bukadar lezzetli olmasinin sebebi de buydu belki diye dusundum, yemek yemek disinda bir derdimizin olmayisi..

Yeterli oksijeni aldiktan sonra eve gitme karari aldim. Yolda baska bir arkadasim aradi bulusmak icin, bugunu kendime ayirdigim icin gorusemiyicegimi soyledim. Program yok, plan yok, spontene yasayip istediklerini yapmak var yalnizca. Harika bir hayatti bu. Benim hayatimdi.

...

Neden bukadar kosusturuyorum diye dusunuyorum bazen.. Neden dusunmeyi birakmiyor beynim? Iyiki durmusum diyorum sonra, sene de bir gun de olsa, hatirlamaya deger birgun yasadigim icin aferin diyorum kendime.

Umarim siz de bu sene gosteremediginiz tum ozeni gosterirsiniz kendinize, daha cok deger verir, daha cok seversiniz kendinizi..

23 Aralık 2009 Çarşamba

Eski Zaman Olur Ki.....


Eski zamanlarda ne guzelmis evlilikler; sevgi varmis gercek sevgi, saygi varmis sonsuz saygi. Anneannem anlatirdi: “ Deden uyurken kalkar duzeltirdim sacimi basimi, aksam eve geldıgınde sabah evden cikarken gordugu kiyafetle gormezdi beni. Bir kerecik yukseltmedi bana sesini, hep saydi beni. Allah’a ne kadar dua etsem az bana oyle bir es verdigi icin” diye.
Gorucu usulu yapilmis bir evlilikti onlarinki, ailelerin uygun gordugu bir evlilik. Omur boyu ask’la, sevgiyle, saygiyla suren bir evlilik. İki tarafında fedakarlık gosterdigi, emek ve ilgi gosterdigi, onceligin birliktelikten gelen mutluluk oldugu onceligin evlilik oldugu bir iliski.
Bugunun Iliskileri
Gunumuz asklarindaki fark ne? Es secimlerimiz kendi oz irademizle yapiyoruz. Basvurulari degerlendiriyor, karsimizdakinin maddi manevi tum degerlerini en ince ayrintisina kadar irdeleyip arastirdiktan sonra kabul edersek baslativeriyoruz iliskiyi. Ask da oluyor baslangicta sevgi de saygi da. Peki neyi kaybediyoruz zamanla?
Neden mutlu baslangici buluyoruz da mutlu sonu bulamiyoruz bir turlu?
Iliskiye basladiktan sonraki birkac ay icinde degisimler basliyor. Biz degisiyoruz, hayatin akisindaki onceliklerimiz degisiyor. Iliskimizdeki heyecanin yerini siradanlik aliyor. Cicim aylari gecerken bireysel mutlulugumuz (cikarlar) birlikte olacak mutlulugumuzun onune geciyor.
Bizimki azalsa da karis taraf devam etsin istiyoruz ilgisini gostermeye. Surekli yenilikler istiyor, basvuru zamani kabul ettigimiz ozelliklerin citasini giderek yukseltiyoruz. Hayatin her alaninda icinde oldugumuz o bitmek tukenmek bilmeyen yaris burada da devam etmeli hissine kapiliyoruz ister istemez. Isyerinde gosterdigimiz o yonetici ruhumuz burada da cikiyor karsimiza.
Is kendinle barisik olmaktan geciyor
Isin sirri once kendimize sonra iliskimize gosterdigimiz saygida aslinda. Iliskideki yeniliklere yelken acmak yerine, ayni sularda bogulup gidiyoruz. Kendine guvenen ozgur ruhun yerini kontrolcu korkak ruh aliyor.
Aynaya bakmayi unutuyor, kuafore bile daha az gider oluyoruz, topuklu ayakkabilari bir koseye atiyor New York sokaklarinda kosturan kadinlar gibi parmak arasi terlikleri geciriveriyoruz blue jean’in altina. Gunduz isyerinde girdigimiz erkek rolunu aksam sevgilimizle ciktigimiz yemekte de devam ettiriyoruz.
Yukarda anneannemden verdigim evi disi kus yapar hikayesini unutmamalıyız bayanlar. Kendimize ve iliskimize ilgi gostermeli, saygi gostermeli, gulmeli, eglenmeliyiz her saniyesinden zevk almaliyiz hayatin.
Kontrolu birakalim ve yasayalim kendimizi artik, daha cok gulelim daha cok hissedelim hayati, ask’i, yasami ..